24 Temmuz 2017

Patti Smith ile Yazının İzleri


Patti Smith, müzisyen, yazar, şair ve fotoğrafçı yönleri ışıldayan güzel bir insan.

Ancak en çok bilinen yönü olan müziğine çok düşkün olmadığımı itiraf edeyim, daha çok yazarlığını ve şairliğini önemsiyorum. Bütün bunları bir kenara bırakalım, beni en çok etkileyen özelliği ise fotoğrafçılığı. Patti Smith'in fotoğrafları üzerine daha önce hayranlığımı yazmıştım.

"Yumuşak, sertten güçlüdür; su kayadan güçlü; sevgi, zorbalıktan güçlüdür." diyen yazar Hermann Hesse'in daktilosu. © Patti Smith

Yine Patti Smith'in gözünden; Siddhartha, Bozkırkurdu, Demian, Boncuk Oyunu gibi şaheserler yazan Hermann Hesse'in yazı makinesi.

Jean Genet, May Day Speech, Mayıs Konuşması, 1970 © Patti Smith
Patti Smith, kendi bakışıyla aykırı bir yazar olan Jean Genet'nin yaptığı konuşmanın metninin fotoğrafını da çekmiş.

Bizde Metis'in yayımladığı Açık Düşman kitabında bulunan Mayıs Konuşması'ndan sıkça paylaşılan bir alıntıyı buraya da alayım: “Üniversite’yi unutmuyorum. Üniversiteler. Size sahte bir kültür öğretiyorlar, kabul edilen tek değerin nicel mahiyette olduğu bir kültür. Üniversite sizi bir sayıdaki bir rakam hâline getirmekle yetinmeyip, mesela beş yüz bin mühendis yetiştirdiğinde, sizde güvenlik, rahatlık ihtiyacını geliştiriyor ve doğal olarak, sizi patronlara ve onların da ötesinde, zihinsel vasatlığını bildiğiniz siyasetçilere hizmet edecek şekilde eğitiyor. Öyle ki, bilgin olmak isteyen sizler, sonunda vasat bir siyasetçinin masasındaki -ama masanın ucunda- bir sandalyede oturacaksınız. Ve bundan gurur duyacaksınız...” (Jean Genet, May Day Speech, Mayıs Konuşması, ABD,1970)

Virginia Woolf’un Masası, 2003, Polaroid Baskı, © Patti Smith

Son olarak Patti Smith'in çektiği fotoğraflar içinde belki de en etkileyici olanı. Çok sevdiğim yazar Virginia Woolf’un yazı masası.

Merak ediyorum, fotoğrafçılar ileride neyin fotoğrafını çekecekler. Günümüz yazarlarının bir masası var mı? Bilgisayardan başka ne kullanıyorlar yazmak için? Defterleri, kalemleri var mıdır? Belki de ileride bir fotoğrafçı, sabit diski yanmış bir dizüstü bilgisayar ve üzerine kahve dökülmüş bir klavye belki de.

18 Temmuz 2017

Bir Usta Bir Dünya: Meryem Mirzahani


Birgün gazetesini okurken, 4. sayfada Mustafa K. Erdemol'un 15 Temmuz'da 40 yaşında meme kanseri nedeniyle vefat eden İranlı matematik dehası Meryem Mirzahani (1977-2017) üzerine tam sayfa bir yazı gördüm. 

Matematik ile ilgim yok ama yazılanları okudukça bilmediğim değerli bir insan ve onun dünyası hakkında çok şey öğrendim.

Meryem Mirzahani 3 Mayıs 1977’de Tahran’da doğmuş. 1999’da Şerif Üniversitesi’ni bitirmiş. Daha sonra Harvard’da doktora yapmış, 2008’de ise Stanford Üniversitesi’nde profesör olmuş.



"Matematiğin ‘Mavi Gözlü Dev’i öldü" başlıklı yazıdaki bilgilere göre, Meryem Mirzahani, bir röportajında çocukluğundaki en büyük hayalinin yazar olmak olduğunu söylemiş. Okumayı çok seven Meryem Mirzahani, özellikle roman okumayı çok seviyormuş. Lisedeki son yılına kadar matematiğe hiç ilgisi yokmuş. Ancak kardeşi sayesinde matematiğe merak duymaya başlamış. Özel yeteneği olan öğrenciler arasına girdiği için daha sıkı bir eğitim programına alınmış. Sonra da ABD'de eğitimi sürdürmüş ve başarılar da arka arkaya gelmiş. 1936’dan bu yana her dört yılda bir kırk yaşın altındakilere verilen, bugüne kadar sadece erkeklere verilen, Field Madalyası’nı alması onu sadece matematik çevrelerinde değil dünyaca tanınan biri yapmış.



Yazıda asıl ilgimi çeken şu cümle oldu: 

"Bu muhteşem bilim kadını aynı zamanda bir anneydi. Geride küçücük bir kız bıraktı, minik Anahita’yı. Koca koca kağıtlara (çalışma tarzı böyleydi) çizdiği şekilleri resim sandığı için annesini ressam sanan küçücük bir kız çocuğunu."