ne varsa eskilerde var sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
ne varsa eskilerde var sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

07 Nisan 2017

Pelikan 120: Ne Varsa Eskilerde Var


Eski kalemleri kutulu bulmak zor. Masada Penguin kitaplarına benzer kapağı ile göz kırpan kitabı çevirmenin ismini görünce (kalem meraklısı Eser Bakdur) aldım.
Geçen haftalarda arada sırada ziyaret ettiğim antikacıda güzel bir Pelikan 120 buldum. İster istemez Pelikan üzerinden yeni-eski kavramları hakkında düşündüm biraz.

Yeni kalemleri biraz çiğ buluyorum. Zaten yeni olan hemen her şey biraz öyle değil midir? Yeniye hep rağbet vardır, minik bir lekeye bile tahammül edilmez ama yeni olan, aslında henüz olmamıştır ve daha kendi ruhunu bulamamıştır. (Koleksiyoncu Tamer Tellikurşun ile yaptığım röportajda bu durumu daha iyi anlamıştım. Eski kalemler tarihin kucağında büyür, olgunlaşır. Hele temiz, titiz ellerden geçtiyse zarafetini muhafaza etmiştir.)

Şimdi yeni dolmakalemlerin ateş pahasına satıldığı zamanlarda yaşıyoruz. 

Pelikan sevdiğim bir marka ama fiyatları beni eziyor maalesef. Uzun zamandır bir dolmakaleme vereceğim parayla fotoğraf makinem için evladiyelik bir lens alırım daha iyi diye düşünmekteyim. (Dolayısıyla uzun zamandır ne kalem ne de lens alamıyorum.)



Pelikan 120, kitap arkadaşlarımdan biri.
Sadece fiyat politikası değil bazı eski kalemlerin değerli oluşlarında hem kendilerine özgü bir hava hem de geçmişte zanaate daha bir önem verilmesinin büyük etkisi vardır. 

Yeni üretilen dolmakalemler fiyatlarıyla ters orantılı ölçüde acı yaşatıyorlar bana. Mesela eskiden görünüşüne aldanıp bir dolmakalem almıştım. Hafiflik normalde iyidir fakat bu kalemde bana hiç uygun gelmedi. Öte yandan elime de uymadı sanki, oysa aynı boyda başka kalemlerle güzel anlaşabiliyordum. Eski dolmakalemler insan eline daha bir uyumlu üretilmiş sanki.  


Ne varsa eskilerde var...
Uzun lafın kısası antikacı dükkanında merakla raflara bakarken bulduğum Pelikan 120'nin ucuna dikkatle baktım, sağını solunu kurcaladım ve önemli bir kusurunu görmeyince fiyatını sordum, 50 lira yanıtını alınca fazla düşünmedim. (Aynı antikacı bir Parker 51 için 700 lira istiyordu. Ona doğru düzgün bakamadım. Yavaşça yerine bıraktım.) 

Böylece elimdeki 120'ye güzel bir kardeş gelmiş oldu.

- - - - - - - - - - - - -  YARIN: BİR KALEMİ DOKUZ AYDA YAPIYORLAR  - - - - - - - - - - - - - 

24 Nisan 2017

Yeni bir dolmakalem Olarak Scrikss 419

Scrikss 419 yeniden çıktı mı çıkacak mı derken bir açıklama yapılmış ve sonbaharda çıkacağı söylenmişti. 

Meraklılar sonbaharı beklerken birdenbire Scrikss 419 sessiz sedasız bir şekilde piyasaya çıktı.

Önce bir anlam veremedim. Koca Scrikss firması neden böyle bir şey yapmıştı? Kalemin üretilmeye karar verilmesiyle hemen üretime geçmesi neredeyse imkansıza yakın olduğundan incelenmeye muhtaç bir durumla karşı karşıyayız demektir.

Scrikss firmasının internet sitesinde bir açıklama da yapılmadığından gizlice piyasaya sunulan bu esrarengiz modellerden birini görmeden rahat edemedim.


Solda eski, sağda yeni Scrikss 419
Bilindiği gibi Scrikss, ömür boyu garanti verdiğinden yüksek miktarda yedek parça depoluyor. Benim tahminim depolarda duran yedek parçaların birleştirilip NOS (New Old Stock) olarak satışa sunulmuş olmasıydı.

Meğer öyle değilmiş.

Söylemeden geçemem: Bendeki yeni Scrikss 419, Ankara Moda Kırtasiye'den Yaşar Dindar imzalı güzel bir el yazısı içeren incelikli bir not ile birlikte geldi. Kalemi heyecanla kutusundan çıkardım. Kutu içindeki 50. yıl logolu kâğıt ile birlikte yukarıdaki güzel kitabın üzerinde görüldüğü gibi eskisinin aynısı bir kalem. 



Ancak tam olarak aynısı da değil. Fark vidalı uç-damak parçasında görülebiliyor.

(Teknik bilgiler için bir mühendisin incelemesine bakınız.)

Arkada görülen eski uç-damak ikilisi daha uzun boylu.
Yeni uç-damak sistemi.
Yeni uç güzel. Her zamanki gibi uca özen gösterildiği belli. 

Mürekkep çektikten çok kısa bir süre sonra hemen yazmaya başladım ve yazım konforundan hoşnut kaldım. Ancak ertesi gün kapağı açtığımda kalemin mürekkebi kustuğunu gördüm. (Belki yeni olduğu için böyle, denedikçe ayrıntıları yazarım.) 

Piston sistemi ise her zamanki gibi sıkıntılı, biraz sert dönüyor, bu açıdan değişen bir şey yok.

Değişmeyen bir şey de yazım kalitesi.

Yeni kalemin eski kalıplar kullanılarak üretildiği belli oluyor. Ancak Uç-damak kalıbı belki de kayboldu, yenisini de eski bir kaleme bakarak yeniden yaptılar galiba. Yeni Scrikss 419'un eskisinden daha iyi olması için farklı renk ve boyutta üretiliyor olması gerek.

Daha önce ne varsa eskilerde var diye yazmıştım, sahiden de öyle değil mi? Günümüzde yapılacak bir şeyin eskisinden çok daha ileride olması gerekir, eskinin tekrarı zaten mümkün değil, ne aynı malzemeyi ne de aynı işçiliği bulmak olanaksız. 

PAZAR ARAŞTIRMASI MI YAPILIYOR?

Bir veya iki yerde satışa sunulmasının nedeni nedir açıklanmaya muhtaç. Tek bir olasılık var diye düşünüyorum: Henüz seri üretime geçilmemiş olabilir. Belki de talebin gerçekçi olmadığını benim gibi birkaç kalem meraklısının keyfi isteği olduğu düşünüldü. Bu nedenle bir pazar araştırması yapılmak istendi. Seri üretime geçtiklerinde de yapacakları şeyler aynıysa ileriye gidilmemiş olacak, ki öyle görünüyor.

PILOT PRERA, LAMY SAFARI ÖRNEK OLMALI

Oysa Pilot Prera veya Lamy Safari gibi renk açısından uç örnekler varken aynı renklerde ısrar etmenin bir gereğini göremiyorum. Çok daha yaratıcı ve çok daha kaliteli çözümler üretilmeli. (Hiç değilse koyu yeşil bir Scrikss 419 üretilmeli.) Devlet Malzeme Ofisi zihniyeti geride kalmalı artık. Yeni Scrikss 419'a 75 lira verdim, daha fazlasını da vermek isterdim, yeter ki elimizde gurur duyacağımız bir kalem olsun.

Safari'ler bugün 120 liraya peynir ekmek gibi satılıyor, neden? Çünkü basit ama dahiyane bir uç sistemi var, uç çeşitliği var, üstelik 1980'lerden beri aynı tasarım ama renkleri aynı değil, yazı yazmaya çağırıyor, meraklısı bütün renkleri biriktirmek istiyor. 

Neden Scrikss 420, 440, 500 olmasın?

Öte yandan eskiden çok sevdiğimiz ve artık bulunmayan bir kalemin yeniden üretilmeye karar verilmesi bile bence büyük bir ilerlemedir. Bu kararın arkasından güzel şeyler gelsin dilerim.