kalemlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kalemlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09 Mayıs 2012

Dolmakalemlik


En sık kullandıklarım: Sheaffer (soldan 6.) Pilot 78G (Soldan 9.) ile elbette başta sarı olmak üzere Lamy Safari'ler.

Dolmakalemlerim için epeydir işe yarar bir kalemlik arayışındaydım. Çünkü dolmakalemlerimin sayısı giderek artıyor. Küçük 3'lü 5'li kalem kutularım ise derli toplu bir çözüm sunmuyordu. 

Onca kırtasiye gezdiğim halde bir türlü istediğim gibi bir şey de bulamamıştım. Bir gün kadim dostum Umut Yıldız bana kendi rulo kalemliğini gösterdi. Sonra da aynısından hediye etti. (Gönlü zengin arkadaşlarım var.)

Ben de fotoğraflarda görüleceği üzere bütün dolmakalem ve teknik kalemlerimi JacBag markalı bu rulo kalemliğime yerleştirdim. Kurşun kalemlerimi ve kalemtraşlarımı da yavru kalemliğe koyunca görüldüğü gibi temiz bir çözüme kavuşmuş oldum.

Derya kuzusu bunlar :)
JacBag dolmakalemliğimin tek kötü yanı dolmakalem için üretilmemiş olması! Eğer fazla dolmakalem koyarsanız kalemlik rulo özelliğini kaybediyor, katlanamıyor.

Çünkü daha ince kalemler için düşünülmüş bir çözüm aslında. Ben de fotoğraflarda görüleceği üzere aralarda boşluklar bırakıyorum. Böylece rahatlıkla katlayıp çantama atabiliyorum.

Katlanıp çantaya konmaya hazır hale gelmiş dolmalemliğim.

20 Eylül 2010

Vahşi ve insani kalem

Kalemin hem insani hem vahşi yönlerinin bulunduğunu İslâm Ansiklopedisi'indeki kalem maddesini okurken farkettim, yazım tarzını aynen korumaya gayret ederek maddenin bir kısmını buraya kopyalıyorum, sonra devamını da eklerim:

KALEM. KALAM (xάλαμος, kamış), arap harfleri ile yazı yazmağa yarayan âlet. Bir kamış boru olup, kamışın iki boğumu arasından alınmış, boğumdan en uzak olan hafifçe şişkin kısmından şiv şeklinde kesilmiştir; kaz tüyünden yapılmış kalemlerde ve daha sonra demir uçlarda olduğu gibi, ucu yarıktır. Pek çabuk yıpranmayacak şekilde çok sert ve sağlam olmalıdır; en iyi cinsi, bâbil bataklıklarında (Bata’ih) yetişen Vasit kalemidir. Orada, kenevir gibi, suya batırılır ve üstü güzel koyu esmer bir renk alıncaya kadar su içinde bırakılır. Yarığın düz olması için elyafın dümdüz olması lazımdır. Kalemin ucu yontulduktan sonra, düz ve müstakil, kemik veya fildişi bir parça (mikatta; türk. makta‛) üzerine konulur; bu sûretle uzuh kabzalı husûsî bir çakı (kalam-tiraş) ile keskin bir darbede eğrilemesine kesilir.

Kalemin sol ucuna insi (unsi „insânî“) sağına vahşi denir. Eğer birinci ikinciden bir az daha yumuşak ise , bu daha kıymetlidir. Nas’ı sulus ve rika’da, vahşi tarafının insi tarafından iki defa daha geniş olması, kaide olarak, kabul edilmiştir; Divani ve kırma denilen yazı nevîlerinde ise, aksi olmalıdır. Nasta‛lik yarığın iki tarafındaki iki ucu müsâvî yontulmuş kalem ile yazılır.

Kalemin öteye-beriye çarpılıp, bozulmaması için, onu kalemdanlara (miklama) koyarlar; bunlar iki türlüdür: 1. Yassı ve uzun bir boru şeklinde bakırdan bir kutu olup, uçlarından biri kapak ile kapalıdır ve üzerinde ekseriyâ arabesk bir tezyinâtı vardır; bir de hokkası (davat, halk dilinde davaya, türkçede divit) bulunur; osmanlı türkçesinde buna kubur (a. kabr „mezar“ ve aynı zamanda kının mükesser cemidir) derler; bu kelime daha Abı Yusuf’un Kitab al-harac (Kahire 1302, s.17,5)’nda „kın, yatak“ manâsında bulunmaktadır; 2. kartondan bir kutu olup , parlak ve cilalı boyalar ile yapılmış minyatürler ile tezyin edilmiştir; bunda da içinde hokka bulunan bir çekmece vardır; bu bilhassa acemlere mahsustur ve ona kalamdan („kalemlik“) adı verilir. (…)

Cl. Huart, İslâm Ansiklopedisi, 6. cilt, İstanbul. Milli Eğitim Basımevi, 1977, s. 127